İFTİRA SUÇU, CEZASI ve İFTİRA SUÇUNUN UNSURLARI TCK Md 267 Tuncay İlçim Avukatlık Bürosu
Mesela bir kamu görevlisine, görevine geç gelip erken gittiği konusunda iftira edilmesi edilebilir. Failin daha önceki bazı olaylardan duyduğu şüphe veya tahmine dayalı olarak isnatta bulunması durumunda iftira suçu oluşmaz. Bu durumda fail, suç isnat ettiği kişinin bu suçu işlemediğini kesin olarak bilmemekte; tahmin etmekte veya şüphelendiği isimleri soruşturma organları ile paylaşmaktadır. Bu şekilde yapılan isnatta ”işlemediğini bildiği halde” şartı tam olarak gerçekleşmediğinden iftira suçunun meydana gelmeyeceği açıktır.(Alp Tolgahan Serttaş, S.117) Suçun oluşumu için fail ihbar veya şikayetin asılsız olduğunu kesin olarak bilmelidir. 3-)İftira suçu, bazen vuku bulmuş olan olayların yanına bazı gerçek dışı yeni olaylar eklemek suretiyle de irtikap edilebilir. Bundan dolayı dolayı hırsızlık suçu ile ilgili olarak, şayet deliller varsa, ek-takipsizlik kararı verilmek suretiyle mükteza tayin edilmeli ve mağdur hakkında iftira suçundan dava açılması gerekir. İftira suçu failinin, isnat ettiği fiil gerçekte hiç işlenmemiş olabileceği gibi, işlenmiş olmakla birlikte kendisine isnatta bulunulan kişi tarafından işlenmemiş olabilir. Yine, kendisine isnatta bulunulan kişi tarafından hukuka aykırı bir fiil işlenmiş bulunmakla birlikte; iftira suçunun faili, bu fiilin karşılığında isnatta bulunulan kişiye verilecek yaptırımı ağırlaştıracak bazı eklemelerde bulunmuş olabilir. Bu durumlarda da iftira suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir. İftira suçu failinin, isnat ettiği fiil gerçekte hiç işlenmemiş olabileceği gibi, işlenmiş olmakla birlikte kendisine isnatta bulunulan kişi tarafından işlenmemiş olabilir. Yine, kendisine isnatta bulunulan kişi tarafından hukuka aykırı bir fiil işlenmiş bulunmakla birlikte; iftira suçunun faili, bu fiilin karşılığında isnatta bulunulan kişiye uygulanacak yaptırımı ağırlaştıracak bazı eklemelerde bulunmuş olabilir. Bu durumlarda da iftira suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.
- Bu durumda iftira suçunun oluşabilmesinin temel kuralı ‘idari yaptırım uygulayacak (disiplin soruşturması yapacak ya da ceza verecek) makamın kamu gücünü kullanan, bireylerin idare tarafından idare hukuku alanındaki düzene aykırı davranışlarına yaptırım uygulayacak, daha öz bir tarifle devletin çeşitli kurum ve kuruluşları olması gerekmektedir.
- Maddesinde, Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkesin, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkının bulunduğu, 74.
- Federasyon malları Devlet malı hükmündedir, haczedilemez.
- Maddesinde düzenlenen iftira suçu ise, failin suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye suç atmasıdır.
Suçun tamamlanması için, isnadın hukuka aykırı idari veya adli yaptırımı gerektirir nitelikte olması yanında, mağdur hakkında herhangi bir soruşturma veya kovuşturma yapılması ya da idari yaptırım uygulanması da şart değildir. Bu koşullar sağlandıktan sonra isnadın gerçeğe aykırı olup olmadığı, şüphelinin de mağdura işlemediğini bildiği halde isnatta bulunup bulunmadığı irdelenmelidir. 10-)İftira suçu, şekli olarak yapılabildiği gibi, suçun maddi unsurları oluşturulmak suretiyle de irtikap edilebilir. Mesela, mağdurun evine uyuşturucu madde veya tabanca koyup bilahare ihbarda bulunulabilir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 267/2 fıkrasına göre, iftira suçu, suçun maddi eser ve delilerini uydurmak suretiyle irtikap edilmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır. (9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. Diğer taraftan, iftira suçuna vücut verdiği iddia edilen olaya dair dosyanın aslı veya onaylı suretinin denetime elverişli şekilde dosya arasına alınıp usule uygun şekilde toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanığın atılı iftira suçunu işleyip işlemediğinin belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasında da isabet bulunmamaktadır. “İtirazlarımız sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna dair ve iftira suçlarına dair olarak eyleminin iki ayrı suç mu yoksa teselsül eden tek suç mu oluştuğuna ilişkmarsbahis. Bu kapsamda, ülkenin içinde bulunduğu tehdidin ortadan kaldırılması ve bozulan kamu düzeninin ivedi şekilde yeniden tesis edilmesi amacıyla 667 sayılı KHK’nın 3. Maddesi ile “terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen” üstün kamu gücü yetkisi kullanma ayrıcalığına sahip bu kişiler hakkında uygulanmak üzere olağan dönemdeki yaptırımlardan farklı olarak olağanüstü nitelikte yeni bir tedbir getirilmiştir. (3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Bu açıdan, iftira suçu ancak doğrudan kastla işlenebilir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp; ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir. Bu nedenle, iftira suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığı, bir başka deyişle özel kastın bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla; failin, belirli olay veya olgulardan yola çıkarak, isnat ettiği fiilin mağdur tarafından işlendiği inancı ve şüphesi ile ihbarda bulunması hâlinde iftira suçunun unsurları oluşmayacaktır. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp; ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir. Bu nedenle, iftira suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığı, bir başka deyişle özel kastın bulunması gerekmektedir. Maddesiyle garanti altına alınan ‘anayasal dilekçe-şikayet hakkı’nı kullandığı anlaşılan olayda, hukuka aykırılık öğesinin gerçekleşmemesi nedeniyle yüklenen suçtan beraat kararı verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması isabetli bulunmamıştır.
Önleme görevi çerçevesinde, umumaaçık yerlerde arama ve kimlik kontrolları yapabilir; toplantı ve gösteriyürüyüşlerinde, mitinglerinde intizamı sağlayarak olayları önler vesabıkalıları izler. Suç işlediğinden şüphelenilen kişileri kontrol altındatutar, hasta, kimsesiz, aciz ve yolda kalan kişilere yardım ederek yolgösterir. Bu düzenleme ile yargıca, her olayı çevreleyen koşullar gözetilmek suretiyle, geniş bir takdir yetkisi verilmiştir. Bu bağlamda, ayırt etme gücü bulunmayanın eyleminin doğurduğu özel tehlike, nesnel ölçüler içinde ona yüklenebilecek bir kusurun varlığı, eylemin gerçekleştiği sıradaki öznel (sübjektif) durumu ve zarara uğrayana yönelik tutumu ile tarafların ekonomik ve sosyal varlıklarının göz önünde tutulması gerekir. Özellikle, haksız eylemde bulunanın sorumluluğunun onun yönünden rahatlıkla katlanılabilir; zarara uğrayan yönünden de hissedilebilir ölçüde ekonomik sonuçlar doğurması durumunda, ayırt etme gücü bulunmayanın sorumlu tutulması benimsenebilir. Şekilde suçladığını, bu asılsız iddiaların kişilik haklarına saldırı oluşturduğu belirten davacılar, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemişlerdir. Kural olarak, haksız eylem yani haksız şikayet nedeniyle verilen zararlarda sorumluluk kusura dayanır. Kusur sorumluluğu için de Medeni Yasa’nın 13. Maddesinde belirtilen ayırt etme gücünün varlığı gerekli ve yeterli koşuldur. Maddesi gereğince yasada gösterilen ayrık durumların varlığı durumunda, ayırt etme gücü bulunmayanlar da haksız eylemleri nedeniyle verdikleri zararlardan sorumlu tutulabilirler.
Aksi halde bu koşulları taşımayan ihbar ve şikåyetler, yetkili makamlarca işleme konulamaz. Bahse konu özellikleri taşımayan böyle bir ihbar veya şikâyet, diğer koşullar mevcut olsa bile, iftira suçuna vücut vermez. 4483 Sayılı Yasa Madde 4 ve 2802 Sayılı Yasa Madde 97.-Dr.Mustafa İberya Arıkan/İftira Suçu sy.47. 12-)İftira suçu, şikayet hakkıyla birlikte irtikap edilebilir. Mesela bir kimse, failin kendisini darp etti konusunda şikayette bulunduktan sonra, ayrıca olay anında içinde para bulunan cüzdanının da çaldığına dair iftirada bulunsa ve yapılan tahkikat sonunda, hırsızlık suçunun iftira olduğu anlaşılması halinde, kasten müessir suçundan dava açılıp, hırsızlık suçundan ek-takipsizlik kararı verilip, iftira suçundan da dava açılması gerekir. Yine, içeriği kanıtlanamasa dahi, gerçekleştirilen ihbar veya şikâyetin bir anayasal hakkın kullanılması olarak değerlendirilebildiği hâllerde, bir hukuka uygunluk nedeninin varlığı söz konusu olacaktır. Maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, 40. Maddesinde, Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkesin, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkının bulunduğu, 74. Maddesinde, vatandaşların ve karşılıklılık bulunması koşuluyla Türkiye’de oturan yabancıların, kendileriyle veya kamu ile ilgili hususlarda dilek ve şikâyet haklarının bulunduğu vurgulanmıştır.
Bireylere tanınan bu anayasal hak, onların idare ve diğer bireylerle ilişkilerinde gerek “çıkarlarını koruması”, gerek “özgürlüklerini kısıntısız” kullanabilmesi bakımından, devlet organlarına başvurmasını gerekli kılar. Bu başvuru, bireyin kendisi, üçüncü kişi veya kamuyla ilgili olabilir. Başvurulabilecek devlet organları da, yasama, yürütme ve yargıdır. Dilekçe hakkının yargısal alanda başlıca ortaya çıkış biçimi ise, ihbar ve şikâyet hakkının kullanılmasıdır. 2-) Burada dikkat edilmesi gereken husus bir kimsenin başka birine şikayete tabi bir fiille iftira atması halinde, bilahare gelip kendi hakkında iftira davası açılmasını engellemek için şikayetinden vaz geçmesi halinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 73/6.maddesine göre, mağdura şikayetten vazgeçip geçmeyeceği sorulmalıdır.
İftira suçunun konusunu hukuka aykırı fiil oluşturur. Disiplin yaptırımını veya başka bir idari yaptırımı gerekli kılan fiiller de iftira suçunun konusunu oluşturabilir. Hukuka aykırı bir eylemin gerçekleştirildiğine yönelik isnat yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunmak suretiyle yapılabileceği gibi basın ve yayın aracılığıyla da yapılabilir. İftira suçu, failin, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için, bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesidir. Disiplin yaptırımını veya başka bir idari yaptırımı gerekli kılan fiiller de iftira suçunun konusunu oluşturabilir. İftira Suçunda isnadın adli soruşturma ve kovuşturma başlatılmasına elverişli veya idari yaptırım uygulanmasına müsait nitelikte olması gerekir. Adli ve İdari yaptırım uygulanmasını gerektirmeyecek nitelikteki isnatlar iftira suçuna sebebiyet vermez. Adli soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını gerektirmeyen, idari yaptırım uygulanmasına da sebebiyet vermeyen bu nitelik ve içerikteki isnatlarda işlenemez suç söz konusu olur.
Maslahata uygunluk sisteminde ise, yeterli şüphesebeplerinin mevcut bulunduğu hallerde de savcıya kamu davasını açıp açmamakbakımından bir takdir yetkisi tanınır. Kamu davasının açılması daha büyük birzarar doğurabilecekse, savcı kamu davasını açmayabilir. (22) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, Devletkarayolları üzerindeki trafiğin tanzimi ve denetlenmesi görevini emniyet genelmüdürlüğüne vermiştir. Karayolları üzerindeki trafik, bölge il ve ilçe trafikzabıta kuruluşlarınca yürütülür. Şehiriçi trafik ise, tescil şube vebürolarınca yürütülür.